27 Aralık 2012 Perşembe

Paris - Milano 2013 trendleri

                   Moda köşesi için bugün Paris ve Milano'nun 2013 kış trendlerini ele alalım dedik. Podyumlarda karşımıza büyük çoğunlukla maskülen görünümlü mankenler çıktı. Öncelikle Paris defilelerinden özenle seçtiğimiz bir kaç kareye göz atalım dilerseniz. 

 





Giyim konusunda son derece öz güvenlidir ve her zaman dünyanın en şık bayanları arasında yer almıştır Fransız kadınları.



Sırada Milano defileleri var.










Milano defilelerinde maskülenliğin yanı sıra dişiliğin de arka plana atılmamış olduğunu görüyoruz. Bu durumda 2013 kış modasını takip etmede ısrarlıyım diyorsanız, daha ziyade İtalyanları göz önünde bulundurmanızı tavsiye ediyoruz. Pantolon-ceket tabi ki her zaman kadınların da vazgeçilmezi durumundadır. Bunu yaparken de kadınsı yanlarından ödün verdiklerini söyleyemeyiz. Aksi halde geçmişten günümüze kadın - erkek kıyafetleri arasında ne fark kalırdı? 
Bir de erkeklerin gözünden düşünmek lazım durumu. Maskülenlik onları ne kadar cezbeder ki? Mini pembe şortlu, kırıtarak gezen bir erkek size ne kadar cazip gelirse, sanırım o kadar. :)
Tabi ki dünyaca ünlü modacıları eleştirmek bize düşmemiş fakat biz, naçizane fikrimiz, kendimizi bu kıyafetlerle ne Champs-Elysées'nin ne de Beyoğlu'nun ışıltılı caddelerinde gezerken hayal edemedik. Bazen podyum dünyasını gerçek hayata yansıtmanın oldukça güç olduğu bir gerçek. 
Klişe olacak ama ''Moda insanın kendine yakışanı giymesidir.'' diye bir laf vardır ya aslında çok hatalı olduğu söylenemez. Bu yüzden vücudu iyi tanımak gerekir. Diğer yandan, moda bir kişi için, kendini hangi kıyafetler içinde mutlu hissedecekse onu giymesidir. Tabi bunu uygularken son derece demode ya da çağ dışı kalmamaya da dikkat gerektirir. Peki bir insan kendini hangi kıyafetlerle mutlu hisseder? Kendini güzel gösterdiğine inandıklarıyla elbette. Bu durum da, ilk söylediğimiz gibi, kendine yakışanı giymesiyle aynı kapıya çıkar. Zaten moda dediğimiz de belirli periyotlarla tekrar önümüze çıkan tarzda giysilerden oluşur. Zaten başka ne yaratılabilinir ki? Yaprak yapıştıracak halimiz yok! Size küçük bit tüyo: Siz siz olun, yırtılıp pamuklaşmamış oldukları sürece üzerinize tam oturduğunu düşündüğünüz eski giysilerinizi atmayın. Hiç ummadığınız anda, muhteşem bir kombinin mumla arasanız bulamayacağınız parçası haline gelebilirler. Herkesin başına gelmiştir: Mesela kıyafet muhteşemdir de acilen uyumlu bir kemere ihtiyaç duyulur. ''Ah o 2 yıl önceki kırmızı kemerimi atmasaydım!'' diyiverirsiniz. Hatta ve hatta bazı durumlarda anne ya da büyük anne zamanından kalma parçalar bile hayat kurtarır. Dolabınızı eşya mezarlığına çevirmenizi kastetmiyoruz ama büyüklerinizin atmaya kalkıştığı ( tabi siz daha çocukken atmadılarsa) takı, çanta ve kıyafetler arasından özel olduğunu düşündüğünüz, bir kaç parçayı titizlikle seçip kenara koymalısınız. Kombinlerinizi puzzle olarak düşünecek olursanız, an gelecek, o eşyalardan biri puzzle'ın en kritik parçası olacaklardır.

Not: Bu yazı, vücudunuza yakışan parçaları her zaman el altında bulundurmanız açısından küçük bir genellemedir. Her zaman için, bir gözünüz, bir kulağınız modada olsun. Sakın ha, sokaklarda anneanne gibi gezmeyin!!!

Şık Günlere...



Hiç yorum yok:

Yorum Gönder