30 Aralık 2012 Pazar

Yeni Yıl Mesajı

       
          Sevgili okurlar,

          2012'yi geride bırakıp, 2013'e girmeye saatler kaldı. Acısıyla tatlısıyla, iyisiyle kötüsüyle bir yılı daha geride bırakıyoruz. Herkes en iyi kutlamayı yapmak, en iyi masayı hazırlamak istese de imkanlarla sınırlıdır bunlar. Maalesef herkes istediği gibi yaşayamıyor. Bence bunları boşverinnnn. Önemli olan tatlı dil, güler yüzdür. İmkanlar ne olursa olsun yeni yılı güzel kutlamak eldedir. Her şeyi boşverin; evinizde yapacak 2 fincan kahveniz, 2 bardak çayınız vardır herhalde. Çağırın ailenizi, arkadaşlarınızı, dostlarınızı, sevdiklerinizi. Beraberce bir yılı geride bırakıp yenisini karşılayın. Ne demişler kahve bahane sohbet şahane! Siz yeter ki isteyin, arzu edin, önemli olan budur.

         Sevdiklerinizle beraber sağlıklı, mutlu, bolluk ve bereketli, aşk dolu güzel bir yıl geçirmeniz dileğiyle. Mutlu yıllar. Her şey gönlünüzce olsun.


Matmazel X



Modern Ev Dekorasyonu

            Evinizden sıkıldınız mı? 

            Belki bir öğrenci evindesiniz, belki de bekar ya da evlisiniz ve daha modern bir eve sahip olmak istiyorsunuz. Ama bunu yaparken de fazla bütçe ayırmayı düşünmüyorsunuz.
O halde yazımızı okumalısınız. Çünkü bu bölümde kolay yoldan evinizi modernleştirmenin tüyoları yer alacak.

           İşe koltuklardan başlayalım. Koltuklarınızın artık çok eski model kaldığını düşünüyorsunuz ve şu an yenisini alamayacak durumdasınız. Bunun çözümü modern görünümlü bir kumaşla kaplatmak hatta daha kolayı direkt koltuk örtüsüyle kaplamak olabilir. Günümüzde pek çok mağazada uygun fiyatlı, bu tür modern kumaşlar bulmak mümkün. İşte harika bir örnek;



Oldukça klasik bir koltuk Marilyn Monroe deseniyle oldukça hoş bir görünüm kazanmış.

Daha da ucuza mal olsun istiyorsanız, zevkinize uygun modern bir kılıf alıp koltuklarınıza geçirebilirsiniz.

Bu işlemin ardından da yeni örtülerle uyumlu yastık kılıfı seçimine geliyor sıra.






Yastık seçimi de çok kritiktir. Aman ha! İhmale gelmez. Onları da özenle seçmelisiniz.


Veee salonunuza bir kaç adette uyumlu renkte puf koltuk attınız mı iş tamamdır.






Veeee olmazsa olmaz halılar!!!





Bir kaç mekan gezdikten sonra eminim hepiniz kendi tarzınızı yansıttığını düşündüğünüz uygun fiyatlı, önceden kaplamasını yaptığınız koltuklarınızla desenleri ahenk içinde olan modern halılar bulacaksınızdır.


Perdeler

Bana soracak olursanız, o işlemeli tül perdelerinizi hemen şimdi çıkarın ve kaldırın. Sonra ne mi yapacaksınız? Karşınızda muhteşem jaluziler!!!





                   Pahalıya mal olur sanmayın. Örneğin pek çok kişinin pahalı saydığı yerlerden olan Koçtaş ve İkea'dan bu tarz jaluzilerin tanesini 35 tl'den başlayan fiyatlarla alabilirsiniz. Mutlaka daha ucuza temin edebileceğiniz başka yerlerde mevcuttur.

Ama nasıl olur diye bir kuşkunuz varsa eğer, sakın endişelenmeyin. Çünkü geceleri ışıkları açacağınız vakit kapalı hale getiriyorsunuz ve sabah olupta aralar konuma getirdiğinizde ne dışarıdan içerisi görünüyor, ne de sanıldığı kadar odaya loşluk veriyor. Zaten alt katlarda oturmuyorsanız ( röntgenlenme korkunuz yoksa ), yukarı doğru çekerek camları olduğu gibi açık duruma da getirebiliyorsunuz. Ve evinize umduğunuzdan da fazla modernlik katıyor.

Hatta daha da cesur bir görünüm istiyorsanız, renkli storlardan da seçebilirsiniz. Hem de daha ucuza mal olur.



Tablolar

Modern bir evin vazgeçilmezlerindendir modern tablolar.





Siz siz olun, özenle seçeceğiniz tabloları es geçmeyin!


Avizeler

               Cam, çiçekli ve taşlı avizeler de modern evler için out durumda. Bu durum hepimizin daha da işine geliyor doğal olarak. Çünkü evlerimize modern görünüm kazandırmada kullandığımız karton avizeler pek çok yerde 6-7 tl 'den başlayıp, 50 tl'de son buluyorlar. Renk renk, çeşit çeşit, desen desen bulmak mümkün. Bir de aldığınız avizenin aynısının ayaklı lambasını da bulabilirseniz, sizden şanslısı olmayacak.





Dekorasyon

Her şey tamamlandıysa tek işimiz dekorasyon olsun. En kolayı! Her yer biblolarla, dantel örtülerle doluysa atın, her şeyi atın...
Yerleri boş kalmayacak tabi ki. Modern evlerin vazgeçilmezlerindendir mumlar. Çeşit çeşit modeller, çeşit çeşit kokular, çeşit çeşit renkler....



İşte, cebinizi yakmayacak küçük harcamalarla evinizi baştan yaratıp, modern bir görünüm kazandırma yolları bu kadar basit...





Güzel dekorasyonlu günlere....







Yılbaşı Tatlısı

           
                Yeni yıla evinizde girecekseniz eğer, gecenin vazgeçilmezi hindi, çeşitli mezeler ve içeceklerin ardından, tıka basa doymuş bir mideye hafif bir tatlı iyi gider. O halde, hafif ve harika yılbaşı tatlısını beraber yapmaya ne dersiniz?

İşte karşınızda bu geceye özel sizin için seçtiğimiz tatlımız; Karamelize Etimek Tatlısı






Malzemeler

- 1 paket tuzsuz etimek
- 2 su bardağı toz şeker
- 2 su bardağı su

Muhallebi için

- 125 gr margarin
- 3 kahve fincanı un
- 3 kahve fincanı toz şeker
- 1 paket vanilya
- 1 litre süt

.1 paket kakaolu veya çikolatalı krem şanti



Yapılışı





                                                   Etimekler borcama tek sıra halinde dizilir.

             2 su bardağı toz şeker büyük bir tencereye konur. Şeker tamamen eriyip karamelize olana kadar, arada karıştırarak eritilir. Üzerine 2 su bardağı sıcak su dökülür. Devamlı karıştırarak kaynatılır.

DİKKAT: Su dökülürken sıçrayabilir, kendinizi biraz uzak tutun!!!




          Topaç kalan şeker varsa içinden çıkarıp atın ve pişirdiğiniz malzemeyi etimeklerin üzerine dökün.



Pudingin Yapılışı

125 gr margarin ile 3 fincan unu hafifçe sararana kadar kavurun. 1 litre süt ve 3 fincan şekeri ilave edip, koyulaşıncaya kadar pişirin.




                   Vanilyasını katıp hızlı devirli mikserle 2-3 dk çırpın. Etimeklerin üzerine yayın.




 Soğumaya bırakın. İyice soğuduğuna emin olduktan sonra ( 3-4 saat geçmeli ), 1 paket krem şantiyi tarifine uygun olarak su veya süt ile hazırlayıp üzerine yayın. Dilimlere bölüp servis edebilirsiniz.



                                           Afiyet olsun...






29 Aralık 2012 Cumartesi

2012'ye Damgasını Vuran Olaylar

             Bir yıl gider, bir yıl gelir... Aralık ayının sonlarına yaklaşılınca da şöyle bir yılın olaylarına göz atılır doğal olarak. Son bir yılda neler yaşamışız acaba? Biz de sizler için küçük bir derleme yapalım dedik.




                                                                     Gangnam Style 

            Koreli şarkıcı PSY'nin Gangnam Style isimli şarkısı, klipteki dans figürlerinin de katkısıyla yılın şarkısı oldu kuşkusuz. Bütün dünya listelerinde başı çekerken, Japonya'da 30.sıra olması sebebiyle diplomatik krize neden oldu. Güney koreliler, Japonya'nın  kendilerini kıskandıklarını iddia etti.



Whitney Houston

       ''The Bodyguard'' isimli filmde söylediği ''I will always love you'' isimli şarkısıyla tüm dünyada patlayan Houston, Los Angeles'daki Beverly Hilton otelinde, 4.kattaki odasının küvetinde ölü bulundu. Houston henüz 48 yaşındaydı.




Tanrı Parçacığı

                2012 yılına dek en küçük parça olarak bilinen atomun, kendinden daha da küçük parçacıkları keşfedildi. Tanrı parçacığı adı verilen buluş, geleceğin bilimine pek çok vaadde bulunuyor.







Maya Takvimi

   Dünya çapında yüzyıllardır beklenen o gün 21.12.2012 geldi çattı. Fakat kıyamet kopmadı. Sosyal medyada maya tutmadı esprilerine yol açtı.






Akıllı Köpek

Veee Pakistan'daki Ravi Nehri'ni geçmenin kolay yolunu bulan akıllı köpek, internet alemine düşen bu fotoğrafıyla 2012'ye damgasını vuran yılın köpeği oldu.



Daha güzel olaylar yaşayacağımız yeni bir yıl dileğiyle....


Erkekler Ne İster, Nasıl Kadınlardan Hoşlanır? Erkekleri Tanıyalım!

          Pek çok kadının merak ettiği ortak bir düşüncedir erkekleri çözebilme. Ben de onlardan biriydim ve gerek kendi başıma gelmiş olaylardan, gerekse çevremde yaşanmışlardan taban oluşturarak erkek psikolojisini anlama adına yaptığım uzun soluklu çalışmanın sonucunu sizlere aktarmak istiyorum. :)




              Bir insanın yapısını çözebilmenin en basit örneğiyle başlayalım. Nedir o? Tabi ki doğaya bakmak. Tüm canlılar evrenin genel yapısıyla uyumlu varlıklardır. En kolay adımla hayvanlara bakalım. Çiftleşme zamanı dişiler kaçar, erkekler kovalar. Gerektiğinde aynı türün iki erkeğini hiç çekinmeden dişiyi elde edebilmek için birbiriyle öldüresiye dövüşürken görebilirsiniz. Güçlü olan galip çıkar ve dişi ondan etkilenir ve ona teslim olur. İlk çağdaki insanlara baktığımızda da canını tehlikeye atıp vahşi hayvanları avlayan, dişisine getiren, böylelikle ona gücünü gösteren de yine erkeklerdir. Güçlü, cesur ve kendisini koruyup kollayan erkeklerden kolayca etkilenenler de tabi ki dişilerdir.

               Günümüzde konumlar, yaşam şartları, teknoloji eşliğinde pek çok değişim olmuş olsa da herkesin bilinç altında ve iç güdülerinde bu temel dayanaklar yatar.
Daha bu kadar bilgiyle çıkarılabilecek en iyi sonuç; kuşkusuz, içgüdülerinde de yattığı gibi erkeğin avlanma isteğidir. Kolay ve basit yoldan elde edilmiş hiç bir dişi onun hayatında uzun soluklu bir heyecan yaşatamaz. Bu da onun içinde tekrar avlanma isteği yaratır. Pek çok bayanın şimdiden seslerini duyar gibi oldum. ''Zaten zor buldum. Zaten kolay aşık olamıyorum. Ben naza çekince sıkılır kaçarsa...vs'' Bırakın kaçsın gitsin! Zaten daha aşkın ilk taze heyecanında bile sizin için, içinde bir mücadele isteği barındırmıyorsa, hiçbir zaman tam anlamıyla sizin olmaya niyeti yok demektir. Bu tabi ki aylarca, yıllarca süründürüp, pes etmiyorsa gerçekten aşıktır sonucunu elde edebilirsiniz anlamını taşımıyor. Sadece hiçbir konuda acele etmemeniz gerektiğini söylemeye çalışıyorum. ''Aşk itirafı, çıkma teklifi'' gibi konularda ilk adımları ondan beklemelisiniz ki, cesaretiyle olsun, kendine güveniyle olsun sizi etkileyebilmiş olmanın mücadelesini yaşayıp içindeki avlanma güdülerini köreltebilsin. Unutmayın, kolay elde edilenden, kolay vazgeçilir lafı oldukça doğrudur.
Tekrar söylüyorum, bırakın her şey yavaşça gelişsin. Böyle olduğu vakit, yavaş adımlarla keşfedilen, gizemli kalan, merak uyandıran bir kadın, erkeğin gözünde daha da büyür ve zaman içinde heyecanların tükenip evliliğe varmadan son bulan ilişkilerin aksine, daha kalıcı ve vazgeçilmez olur. Bu kadar çaba, bu kadar emek söz konusuyken vazgeçmek öyle kolay mı? İlk günlerde size yanaştıysa fiziğinizden zaten etkilenmiş demektir. Bu anlattıklarım da, kişiliğinizle onun kalbini tam 12 den bir kez daha vurma fırsatının tüyolarıdır.
Pek çok kadının yaptığı en büyük hataların en başında; daha cicim günlerinde ''Sen benim her şeyim oldun, ben sensin yaşayamam, sen öyle, sen şöyle ..., aldatsan da bırakmam...vs ''ler gelir. Hatta daha da abartanlar mevcut. Bu durum erkeğe ben neymişim hissi kazandırır. Ben ne yaparsam yapayım bu zaten çantada keklik imajı verir. Kendinizi hiçbir zaman güçsüz göstermeyin! Unutmayın, gerçekten hiç kimse vazgeçilmez değildir. En büyük mutluluk insanın iç huzurudur. ''Kiminle, nerede'' diye içinizi kemiren bir ilişki hiç olmasın daha iyi. Aksi halde sizin her kabullenişiniz erkeğe daha da cesaret verir. Tabi bu sadece aldatma için geçerli bir madde değil. Daha ziyade genç yaşlarda ki bayanlarda rastlanan bir durum daha var; ''Beni öyle seviyor, bana öyle aşık ki, bu yüzden öyle kıskanıyor ki, gözümün üstüne yumruk attı.........!!!''  O yumruk gerçekten sevilene değil, gerçekte daha fazla karşısında görmek istemediği bir göze atılır. Ama terk etmez de! Niye etsin ki!? Kız ona deli divane aşık olduğunu, ne olursa olsun ondan vazgeçemeyeceğini çoktan söylemiştir bile. Eh elinin altında dursun o zaman sırnaşık, yapışkan şey. Yesin dayağını otursun. O, halinden memnun oturmaya devam ediyorsa, adama ne? Kavgacı, savaşçı ruhunun erkeklerin iç güdülerinde yattığını söylemiştim. Fakat bu duyularını dişisini etkilemek ya da ona yiyecek sağlamak için gösteriş adına kullandığını da belirtmiştim.                      Yani, gerçek bir erkekte olması gereken, dişiyi kollamak adına düşünmeden dövüşebilmesi, fakat dişisinin yanındayken masum bir kedi gibi olmasıdır. Onun yanında uysallaşmasıdır. Dişinin yanında aslan kesilip, diğer erkeklerin yanında pısan bir adamdan derhal kaçılmalıdır. Zira onun daha kendine güveni yokken, size ya da aşka mı olsun? Tek bildiği güçsüz dişiye güç gösterisi yapmaktır. Kaçın kaçın!!! Ha ''Ben maço severim ama'' diyenleriniz varsa, maço da zaten birinci kalıba girer, dişiyi dövmenin maçolukla da ilgisi yoktur. Maço dediğin biri de kadını korur, kollar, dışarıda aslan kesilir. Tek fark, fazla dır dır çekmemesi, kadını kendinin yönetmek istemesidir; yumruğu geçirmesi değil, karıştırmayın lütfen. Bir erkek gerçekten aşıksa, o kadın onun en değerli varlığı olur, herhangi bir sebepten incinmesinden en çok o korkar.

               Veeee sevgilimle birbirimizi çok seviyoruz, çok aşığız da o evlenmek istemiyor diyenlere gelince... Belli bir yaşın üzerine gelmiş ya da buna işini gücünü oturtmuş, piyasaya çıkmış erkekler diyelim, hepsi evlenip yuva kurmak ister. İstemiyorsa aradığı kişi siz değilsinizdir ve kendinizi kandırıyorsunuzdur hepsi o kadar. ''Seni çok seviyorum, sensiz bir hayat düşünemiyorum, ama AMA AMA ama, gerek özgürlüğümün kısıtlanması, gerek hazır hissetmemem olsun, ben evilik düşünmü...!! Kaçın kızlar kaçın! Bu adam zaten hiç sizin olmamıştır. Evlenince zaten evi çekip çeviren, sırtına ekstra yük binen kadınlar değil mi? Bırak kadın kendini hazır hissetmesin bir adamın dağınıklıklarını toplamaya... Özgürlüğünde kısıtlanan ne oluyor bu durumda? Sizin ruhunuzun duymadığı diğer kadınlar olmasın sakın?! Sizinle beraber yaşarsa diğer kadınlarla buluşması zorlaşır tabiii, bu muymuş acaba özgürlüğünden kastı tekrar bir düşünmek lazım. Bir erkeğin hayatında her şey yola girer. Taki hayatının kadınını bulana kadar. Onu buluncaya dek avlanma arayışları sürer gider. Tekrar dediğim gibi, hayatının kadını siz değilmişsiniz, o kadar basit. Kabullenmesi zor biliyorum. Ama piyasa erkek dolu. Kimse vazgeçilmez olmamalı! O yokken hayatınızda, siz hiç aşık olmamış mıydınız? Yine olacaksınız. Hem de size gerçekten aşık birine. Hayatınızın aşkını bulunca ve gerçek aşkı yaşayınca... ''Oh ne iyi yapmışım, beni parmağında istediği gibi döndürmeye çalışan şu adama'' diyeceksiniz içinizden, o an yanınızda duran gerçek aşkınızı öperken.

                   Erkeğin aklındaki hayatının kadınına gelince; o kadın,  bakımlı, güzel, zeki, başarılı, anlayışlı, sempatik olmalıdır. Aptalı oynayan ya da gerçekten aptal olan, laf kalabalığı yapan, ortada bir şey yokken ya varsa deyip erkeğe saldıran, kıskançlık krizlerine giren ve onu boğan kadınlardan olmaz. Bu yüzden kendinizi tutmayı bilmeniz çok önemlidir. Bir şüpheniz varsa, ona hiç hissettirmeden gizli ve zekice araştırmalar yapıp, haklı olduğunuzu anladığınız takdirde, somut delillerle karşısına çıkmanız en mantıklısıdır. O saatten sonra da pek kurtuluşu olduğunu sanmıyorum.

                Demek istediğim erkeğin hayatına giren kadınlar ikiye ayrılır: 1-Hayatının Kadını, 2-Kolay kadınlar
Kendinize bakıyorsunuz ki siz ''hayatının kadını'' olmaya gerçekten de aday birisiniz. Hepsi sizde mevcut. Ama o, mesela iş yerindeki dolaşık saçlı, beceriksiz, bütün adamlara yüz veren kadına yanaşıyor. Buna da elektrik meselesi deniyor ki belki  fiziksel olarak, belki de başka bir sebepten dolayı sizden hoşlanmamıştır, size o gözle bakmamıştır yani ve bu yüzden de tanımaya çaba sarf etmiyordur. Ama o avlanmalıdır! Henüz hayatının kadınıyla karşılaşmamış madem, diğer kadınlarla ilgilenmeli o zaman. Boş mu duracak adam yani, çevresi falan ne der. Aman gay, mey dedikodusu çıkar maazallah. O bulsun da takılacak bir kadın, gerisi mühim değil. Böyle ruh halindeyken kolay gördükleri kadınlara meyillenirler. Çünkü, onun gözünde, o kadın zaten her şeyi göze almıştır, hak ediyordur bir  yerde yani, bir süre takılsınlar, hevesleri geçince ayrılırlar. İki tarafta üzülmez işin sonunda. Ama maalesef kadınlar açısından fark edilen bir durum olmuyor bu çoğu zaman. Hangi kategoriye girdiklerini idrak edemiyorlar hal ve hareketlerine bakıp. Sonuç:'' Aaa!! Çok aşıktık, evlenirim ben bu adamla diyordum, bir anda terk etti, şoke oldum.!!''

                     Konumuz erkeklerdi ama, iş, miş yaşamı derken roller karıştı ve değişen zaman, avlanan bayanları da çıkardı piyasaya. Yukarıdaki yazım evliliğe doğru giden ve ciddi bir ilişki yaşamak isteyen bayanlar adına yazılmıştır. Evliliğe giden yoldan önce, çevredeki değişik insan tiplerini görmek herkesin hakkıdır. Bu sayede tek bir insana yoğunlaşılmaz. Gerçekte nasıl biri istediğinizi anlamaya bir fırsat sunar farklı kişiler tanımak. Her zaman takdir etmişimdir, hayatında gözü sadece tek bir adam görmemiş olan bayanları. Böylelikle sizi nelerin mutlu edip, nelerin etmediğini daha iyi kavrarsınız. Biraz aşağı, biraz yukarı, ortalama otuzlu yaşlardayken de evliliğe hazır olduğunuzu görürsünüz ve aslında siz de ava çıkarsınız. Hiç çaktırmadan, sinsice...:) İşte kadın-erkek arasındaki temel farkta budur!!!!

                  Ve değinmeden geçemeyeceğim son konu da, hiçbir zaman bakımı elden bırakmamanız. Şu da bir gerçek ki, ilişkide bir süre geçince, ''amaaann o beni her halimle sever zaten'' demek ve bakımsızlaşıp, şişkolaşmak. Tabiki de sizi her halinizle sevmeli ama abartmayın lütfen. Erkekler her ne kadar kıskançlık yapsa da, bazen mini eteğe ona buna köpürse de, başkaları tarafından beğenilen bir kadına sahip oldukları için içten içe kendileriyle gurur duyarlar. Onun gurur kaynağı olun! ''Ahmet'in sevgilisi de cafeye yağlı saçla gelmiş!'' dedirtmeyin. Yazıktır...


NOT: Bu yazı, normal psikolojiye sahip insanlar için yapılmış olan bir genellemedir...


                                                                                                                            Matmazel X





Aşk hayatınızda mutluluklar...




27 Aralık 2012 Perşembe

Paris - Milano 2013 trendleri

                   Moda köşesi için bugün Paris ve Milano'nun 2013 kış trendlerini ele alalım dedik. Podyumlarda karşımıza büyük çoğunlukla maskülen görünümlü mankenler çıktı. Öncelikle Paris defilelerinden özenle seçtiğimiz bir kaç kareye göz atalım dilerseniz. 

 





Giyim konusunda son derece öz güvenlidir ve her zaman dünyanın en şık bayanları arasında yer almıştır Fransız kadınları.



Sırada Milano defileleri var.










Milano defilelerinde maskülenliğin yanı sıra dişiliğin de arka plana atılmamış olduğunu görüyoruz. Bu durumda 2013 kış modasını takip etmede ısrarlıyım diyorsanız, daha ziyade İtalyanları göz önünde bulundurmanızı tavsiye ediyoruz. Pantolon-ceket tabi ki her zaman kadınların da vazgeçilmezi durumundadır. Bunu yaparken de kadınsı yanlarından ödün verdiklerini söyleyemeyiz. Aksi halde geçmişten günümüze kadın - erkek kıyafetleri arasında ne fark kalırdı? 
Bir de erkeklerin gözünden düşünmek lazım durumu. Maskülenlik onları ne kadar cezbeder ki? Mini pembe şortlu, kırıtarak gezen bir erkek size ne kadar cazip gelirse, sanırım o kadar. :)
Tabi ki dünyaca ünlü modacıları eleştirmek bize düşmemiş fakat biz, naçizane fikrimiz, kendimizi bu kıyafetlerle ne Champs-Elysées'nin ne de Beyoğlu'nun ışıltılı caddelerinde gezerken hayal edemedik. Bazen podyum dünyasını gerçek hayata yansıtmanın oldukça güç olduğu bir gerçek. 
Klişe olacak ama ''Moda insanın kendine yakışanı giymesidir.'' diye bir laf vardır ya aslında çok hatalı olduğu söylenemez. Bu yüzden vücudu iyi tanımak gerekir. Diğer yandan, moda bir kişi için, kendini hangi kıyafetler içinde mutlu hissedecekse onu giymesidir. Tabi bunu uygularken son derece demode ya da çağ dışı kalmamaya da dikkat gerektirir. Peki bir insan kendini hangi kıyafetlerle mutlu hisseder? Kendini güzel gösterdiğine inandıklarıyla elbette. Bu durum da, ilk söylediğimiz gibi, kendine yakışanı giymesiyle aynı kapıya çıkar. Zaten moda dediğimiz de belirli periyotlarla tekrar önümüze çıkan tarzda giysilerden oluşur. Zaten başka ne yaratılabilinir ki? Yaprak yapıştıracak halimiz yok! Size küçük bit tüyo: Siz siz olun, yırtılıp pamuklaşmamış oldukları sürece üzerinize tam oturduğunu düşündüğünüz eski giysilerinizi atmayın. Hiç ummadığınız anda, muhteşem bir kombinin mumla arasanız bulamayacağınız parçası haline gelebilirler. Herkesin başına gelmiştir: Mesela kıyafet muhteşemdir de acilen uyumlu bir kemere ihtiyaç duyulur. ''Ah o 2 yıl önceki kırmızı kemerimi atmasaydım!'' diyiverirsiniz. Hatta ve hatta bazı durumlarda anne ya da büyük anne zamanından kalma parçalar bile hayat kurtarır. Dolabınızı eşya mezarlığına çevirmenizi kastetmiyoruz ama büyüklerinizin atmaya kalkıştığı ( tabi siz daha çocukken atmadılarsa) takı, çanta ve kıyafetler arasından özel olduğunu düşündüğünüz, bir kaç parçayı titizlikle seçip kenara koymalısınız. Kombinlerinizi puzzle olarak düşünecek olursanız, an gelecek, o eşyalardan biri puzzle'ın en kritik parçası olacaklardır.

Not: Bu yazı, vücudunuza yakışan parçaları her zaman el altında bulundurmanız açısından küçük bir genellemedir. Her zaman için, bir gözünüz, bir kulağınız modada olsun. Sakın ha, sokaklarda anneanne gibi gezmeyin!!!

Şık Günlere...



Güzellik İksiri

             Bilindiği üzere pek çok hoş bayan pürüzsüz ve yumuşak cildi, güzel tırnakları, uzun kirpikleri, nasıl formunu koruduğu ya da kilolarından kurtulduğu konularında ser verip sır vermez :) Fakat biz bencil bir ekip değiliz. Bundan böyle belirli aralıklarla değişik konulardaki güzellik sırlarımızı sizlerle paylaşacağız. Ve bunların pek çoğu oldukça basit, evdeki malzemelerle hazırlanan, ''Güzellik İksiri'' ismini verdiğimiz doğal yöntemlerden oluşuyor. Bugün size iki adet Güzellik İksiri açıklıyoruz.
     - Uzun kirpiklerin sırrı
     - Sivilceleri kökten kurutma yöntemi

Not: Yakında özellikle burun bölgesinde oluşarak can sıkan o olmaz olası siyah noktalardan basit bir yöntemle evde kendi kendinize 5dk'da kurtulma iksiri ve dahası yer alacak. Bizi takip etmeye devam edin.



                                   Uzun Kirpiklerin Sırrı







             Kısa kirpiklerinizden bıktıysanız, kirpikleri sizinkilerden iki kat daha uzun erkekler görüp çıldırıyorsanız, en olmadık zamanda yerinden fırlayıp kaşınıza yapışmış olan takma kirpikleri bile kullandıysanız, örneğin DİOR'un kirpikleri şahane kıvama getiren rimellerine de 80-90 lira vermek istemiyorsanız, kendi rimelinizi kendinizin yaratabileceği muhteşem bir sırrımız var.
             Öncelikle 5-10 liralık sıradan bir rimel alın. Ardından saçınızın ucundan küçük küçük bir kaç tutam (1mm kadar) kesip, rimelin içine atın ve fırçasıyla bir süre karıştırın. İşte size 90 liralık rimellere taş çıkartacak bir kirpik uzatma yöntemi. Yalnız nasıl sürüldüğü konusunu da ihmal etmemelisiniz. Bilindiği üzere gözler açıkken alttan yukarı doğru fırça eşliğinde bütün kirpiklere eşit miktarda yaymak gerekir. Bir de pek uygulanmayan fakat asıl uzunluğu katan ikinci hamle de gözler kapalıyken yapılanıdır. Tek göz kapağınızı aşağı doğru indirip bir kaç katta yine kökten uca doğru sürülmelidir.

                Bütün kadınlar olarak güzellik uğruna gerektiğinde bu tür yöntemlerden kaçınmadığımız bir gerçek. Fakat yine de değinmeden geçemeyeceğim ki bu tür ucuz yöntemleri zor durumda kaldığımız zamanlarda uygulamalıyız. Unutmayın, bazı ürünleri pahalı kılan sadece marka olmaları değildir. Örneğin bir DİOR ürününün kirpiklere verebileceği kalıcı hasar, 3-5liralık bir rimele oranla onlarca kat daha azdır.



                               Sivilceleri Kökten Kurutma Yöntemi






               Özellikle ergenlik çağındakilerin bir numaralı kabusudur sivilceler. Hele denenmedik yöntem, gitmedik doktor, kullanılmadık ilaç kalmamışsa ve hala da başımıza dert olmaya devam ediyorlarsa, size evde kendinizin hazırlayabileceği basit, bitkisel bir önerim olacak. Yaş, cinsiyet ayırt etmeksizin herkesin uygulayabileceği ve dahası geçici değil, kökten kurutma yöntemi sağlayacak bir güzellik iksiri var elimde. Dünyanın parasını verip aldığım ilaçlar işe yaramadı da bu ne yapsın demeyin sakın! Unutmayın ki sivilcelerle yaşamaktansa bir kez denemenin kimseye zararı olmaz. Üstelik daha ertesi sabah uyandığınızda aradaki farkı görünce bizi anacak ve teşekkür edeceksiniz. Şaka şaka :) Teşekkür isteyen de yok aslında. Herkes güzel olsun bize yeter. İşte bir diğer güzellik iksirinin tarifi:

     -1 çay kaşığı kuru maya

     -Yarım çay kaşığı toz şeker

     -Limon

             Maya ve şekeri bir kaseye koyun, üstüne sürülebilir krem kıvamına gelecek kadar limon sıkın ve karıştırın. Gece yatmadan önce temiz ve kuru cildinize pamuk yardımıyla sürün. 15 dakika bekledikten sonra yıkayın ve yatın. Haftada 2-3 kez tekrarlanması yeterlidir. Zaten maksimum 10 gün sonra cildinizde sivilceden zerre kadar eser kalmayacağı ve kökten kurumuş olacakları için bir daha kullanmanıza gerek olmayacaktır.

Not: Güzelliğiniz uğruna kokusuna aldırış etmemeye çalışın. İşin sonundaki mutluluğunuzu düşünün.


                                Bakımlı ve güzel günlere...

Önsöz

Merhaba,
Bir kaç arkadaş toplanarak dergi havasında bir blog kurma fikri edindik. Beraberce yaptığımız çalışmalar boyunca  oldukça keyif aldık ve sizlere de keyifli zaman geçireceğine inandığımız bir proje oluşturduk. Hayatın her alanını ele alırken, sizler gibi stil sahibi kadınlarla yazılarımız sayesinde bir araya geleceğimiz için de ayrıca mutluluk duyduğumuzu belirtmek isterim.
Güzellik sırları, moda, kendinizi şımartma yöntemleri, kadın-erkek ilişkileri, mutfak köşesi, ev dekorasyonu, hayvanlar alemi, burçlar ve dahasıyla blogumuz sık sık güncellenecek ve yeni konularla karşınızda olacaktır.

Bizi okuduğunuz için teşekkürler.
Aramıza hoş geldiniz...

Matmazel X






<g:plusone annotation="inline"></g:plusone>


<script type="text/javascript">
  window.___gcfg = {lang: 'tr'};

  (function() {
    var po = document.createElement('script'); po.type = 'text/javascript'; po.async = true;
    po.src = 'https://apis.google.com/js/plusone.js';
    var s = document.getElementsByTagName('script')[0]; s.parentNode.insertBefore(po, s);
  })();
</script>



<!-- Update your html tag to include the itemscope and itemtype attributes -->
<html itemscope itemtype="http://schema.org/Blog">


<meta itemprop="name" content="matmazel x">
<meta itemprop="description" content="kadın erkek ilişkileri, güzellik sırları, yemek tarifleri, burçlar, hayata dair her şey">